22-23 Şubat tarihlerinde üniversitemiz ve Siirt Üniversitesinin iş birliği ile Türkiye´de ilk defa düzenlenen “I. Uluslararası Çayır-Mera ve Yem Bitkileri Kongresi”nin bildiri özetleri kitabı yayımlandı. Kongre düzenleme kurulu başkanlığı Rektör Yardımcısı ve Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Karadağ tarafından gerçekleştirilen kongrede sunulan bildirilerin özetleri “I. Çayır Merve ve Yem Bitkileri Kongresi Bildiri Özetleri Kitabı” başlığı altında okuyucuyla buluştu.
Hayvancılıkta en önemli kaliteli kaba yem kaynaklarından olan çayır mera ve yem bitkileri hakkında çözüm önerilerinin konuşulduğu kongrenin bildiri kitabının alana önemli katkı sunması bekleniyor.
Kongrede temas edilen konu başlıklarından bazılarının ise aşağıdaki biçimde olduğu belirtildi.
Muş Merkeze Ait Kıyıbaşı Köyü Merasının Verim ve Kalitesinin Belirlenmesi
Bu çalışma Muş İli, Merkez İlçesi, Kıyıbaşı Köyü merasının yöneylerinin ot verimi ve kalitelerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada; kuru ot verimi, ham protein verimi, ham protein oranı, ham kül oranı, asit deterjanda çözünmeyen lif (ADF), nötr deterjanda çözünmeyen lif (NDF), sindirilebilir kuru madde (SKM), kuru madde tüketimi (KMT) ve nispi yem değeri (NYD) özellikleri araştırılmıştır. Çalışmada; meranın kuru ot veriminin, mera yöneylerine göre 30.37-55.97 kg/da aralığında değiştiği ve mera kesimlerinin kuru ot verimi bakımından istatistiksel olarak %1 derecesinde öneme sahip olduğu belirlenmiştir. Meradaki kuru otun en yüksek ham protein oranının %14.37 ile Doğu ve istatistiki olarak aynı grupta olan Güney ile Batı yöneylerinde olduğu belirlenmiştir. Ham protein verimi, mera yöneylerine göre 3.31 kg/da ile 7.68 kg/da arasında değişmiş ve mera yöneylerinde istatistiksel olarak %1 önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmada sonucunda; Ham kül, NDF, ADF, SKM, KMT oranları ve NYD sırası ile %6.4-8.7, %57.0-59.8, %21.2-34.0, %62.4-72.3, %2.00-2.10 ve 102.0-112.5 arasında belirlenmiştir. Günümüz tarla tarımının en önemli sorunlarından birisi haline gelen tuz stresi birçok kültür bitkisinde olduğu gibi yem bitkilerinin birçoğunda da önemli verim ve kalite azalışlarına sebebiyet vermektedir. Ülkemiz doğal florasında oldukça yaygın olarak bulunan ve yapılan çalışmalarla morfolojik ve genetik açıdan yüksek çeşitlilik gösterdiği tespit edilen Lolium perenne türü tuza orta derece dayanıklı bir yem bitkisidir. L. perenne genotiplerinde NaCl stresinin çimlenme ve fide gelişimi üzerine etkilerinin ortaya konması amacıyla yürütülen araştırmada materyal olarak yem değeri açısından ümitvar olduğu tespit edilen Ordu (G1),
Trabzon (G2) ve Rize (G3) illerinden toplanmış üç adet Lolium perenne genotipi ve NaCl stresine tolerant olduğu literatür araştırması sonucunda belirlenen Solstic çeşidi (kontrol) kullanılmıştır. 0, 50, 100, 150, 200, 250 mM NaCl dozlarının uygulandığı araştırma, iklim odasında saksılar içerisinde tesadüf parselleri deneme desenine göre dört tekerrürlü olarak planlanmıştır. Araştırmada çimlenme oranı, radikula, plumula uzunlukları ve radikula, plumula yaş ağırlıkları incelenmiştir. Araştırma verileri değerlendirildiğinde, plumula yaş ağırlığı ve uzunluğundaki önemli azalışlar radikulaya göre daha düşük NaCl dozlarında ortaya çıkmıştır.
Su alınımını muhafaza etmek adına bir adaptasyon yeteneği olduğu düşünülen bu durum
yapılan araştırmalarla birçok buğdaygil türünde görülmektedir. Araştırma sonucunda G3 kodlu
genotipin incelenen özellikler açısından kontrol çeşidine ve diğer iki genotipe göre NaCl
stresine karşı daha dirençli olduğu tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalarda L. perenne türünün
çoğunlukla 100 mM NaCl dozuna kadar direnç gösterebildiği rapor edilirken, mevcut çalışmada
G3 kodlu genotipte NaCl stresine karşı incelenen özellikler açısından ilk önemli azalış 150 mM
NaCl dozunda meydana gelmiştir. Bu sebeple ilgili genotipin tarla koşullarında da
değerlendirmeye alınarak, tuz problemi yaşanan alanlar açısından verim ve kalite potansiyelinin
belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu araştırma, yeşil alan tesislerinde kullanılan bazı çim tür ve çeşitlerinin mineralkapsamlarının belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada tarla denemesi; Siirt Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Kezer Yerleşkesi´nde bulunan Araştırma-Uygulama Çiftliği
Arazisi´nde, tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak kurulmuştur.
Çalışmada bitki materyali olarak; ingiliz çimi (Lolium perenne L.) türünün Esquire, Troya ve
Caddieshack çeşitleri; kamışsı yumak (Festuca arundinacea Schreb.) türünün Tomcat-1, AridIII,
Jaguar ve Starlet çeşitleri; rizomlu kırmızı yumak (Festuca rubra L. subsp. rubra) türünün
Maxima-1, Corail ve Redskin çeşitleri; rizomsuz kırmızı yumak (Festuca rubra L. subsp.
commutata) türünün J-5 çeşidi; çayır salkımotu (Poa pratensis L.) türünün Geronimo, Miracle,
Bluechip ve Evora çeşitleri ve narin tavusotu (Agrostis tenuis Sibth.) türünün Denso çeşidi
kullanılmıştır. Çim tür ve çeşitlerine ait bitki örneklerinde bazı makro [Potasyum (K), kalsiyum
(Ca), magnezyum (Mg)] ve mikro [Demir (Fe), bakır(Cu), çinko (Zn) ve mangan (Mn)] element
analizleri yapılmıştır. Araştırmada incelenen çim bitkilerinin; Mg içeriklerinin 3396.20-
6583.27 ppm, K içeriklerinin 16649.89-44357.13 ppm, Ca içeriklerinin 474.47-935.94 ppm, Fe
içeriklerinin 247.58-745.83 ppm, Cu içeriklerinin 4.20-9.28 ppm, Zn içeriklerinin 21.67-78.44
ppm ve Mn içeriklerinin ise 143.26-641.06 ppm arasında değişiklik gösterdiği tespit edilmiştir.
Araştırma sonucuna göre, makro ve mikro elementler yönünden incelenen çeşitler arasında
istatistiki açıdan çok önemli düzeyde farklılık tespit edilmiş; K ve Mg yönünden Arid-III, Ca
ve Cu yönünden Esquire, Fe yönünden Jaguar ve Caddieshack, Zn yönünden Tomcat-1 ve Mn
yönünden ise Redskin çeşitlerinin en yüksek değerleri gösterdiği belirlenmiştir. Çim tür ve
https://www.ziraatkongresi.org/ 4 22-23 Şubat, 2020 – Adana, Türkiye
çeşitlerinin makro ve mikro elementler yönünden herhangi bir beslenme probleminin
bulunmadığı görülmüştür”.ŞAHİKA TEMİRTÜKOĞLU